Aptala Yatmakla, Tehlikeli İyimserlik Arasındaki Fark: PKK’nın Silah Bırakma Şovu: Kawa’nın Ateşi ve Demokratik Konfederalizmi Anlamak
- Didem Öneş
- 12 Tem
- 3 dakikada okunur
Sevgili okurum, dünyada en çok desteklenmesi gereken değer, barış, hoşgörü, uzlaşıdır. Ve aklı başında her insan bu değerlere destek verir. Ben de veririm...
Şunu unutmamak lazım, Türkiye Cumhuriyeti kurulurken çok badirelerden geçti, içerde ve dışarda, bu coğrafyayı kana bulamak isteyen çok fazla güç oldu. Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde kurulan laik, demokratik, sosyal, hukuk Türkiye Cumhuriyeti, işte tüm bu güçlere karşı dayanabilecek bir rejimi inşa etmek istedi. 100 yıldır bu inşamıza çomak sokan, kimi zaman beceriksiz kimi zaman da iyi niyeti suistimal eden siyasi yapılar oldu, hem de hemen hemen her kesimden, sağcısından, solcusuna, ulusalcısından, ülkücüsüne, liberalinden, muhafazakarına, Türk İslam sentezcisine kadar herkes bilinçli veya bilinçsizce Türkiye Cumhuriyetine zarar verdi.
BARIŞ VE DEMOKRASİ
Barış ve demokrasi öyle basit ifadeler veya amaçlar değillerdir, bilinç, emek, bireysel ahlak, kültür, mücadele gerektirir. Siyasi hesapların kurbanı edilmeyecek kadar değerlidir.
11 Temmuz 2025, Süleymaniye-Ranya/Raperin’de yaklaşık 30 kişilik bir PKK grubunun yaptığı silah bırakma töreni, sadece bir güvenlik olayı, bir dönüşüm, yeni bir süreç değildir.
Süreci ve olanı iyi okumak gerekir: Tarihi, yaşadıklarımızı, uluslararası gelişmeleri, yeni dünya düzenini ve bunlar üzerinden yürüyen sembol savaşlarını anlayamazsak, ideolojik gösteri ve algı operasyonlarını da anlayamayız.
Süreci anlamak için, siyasal, sosyal, ekonomik, tarihsel, jeopolitik tüm aşamaları, tek tek irdelemeliyiz. Ancak benim burada hepsini tek tek vermem yazıyı uzatır. Tembel ve okumayı sevmeyen bir millet olarak bizlere konular tek tek verilsin isteriz. Benim bu blogdaki tüm yazılarımın çıktılarını alıp altlarını çize çize okduğunuzda, farklı boyutlardan da konuları irdelemeniz mümkün olacak. Gelin size bir başka açıdan da okuma yapayım.
Kawa Miti: Demirci, Direniş ve Yeniden Doğuş
PKK dünki gösterisinde neden silahları teslim etmek yerine bir kazan misali yerde yakmayı istedi? Bu KCKnın talebiydi, neden? Size mitolojiden, sembollerle anlatayım.
Kawa, Kürt ve Pers mitolojisinde zalim Dehak’a başkaldıran bir demircidir.
Halkını kurtarır, devrimi ateşle taçlandırır. O ateş bugün Nevruz zamanlarında hâlâ yakılır. Türk Nevruz'u mitolojisi bu mitolojik sembollerden farklıdır.
PKK'ya gelince, bu miti 1980’lerden itibaren bir isyan ve özgürlük sembolü olarak sahiplendi.
Yani:
11 Temmuzdaki görüntüler, silah teslim etmeyip yakma görüntüleri, demir eritme ve ateş yakma ritüeli, sadece "barış" değil;
“Yeniden doğuş, yeni mücadele, yeni taktik” mesajı taşıyor.
Kürt hareketi açısından Kawa, teslimiyet değil, ayağa kalkışın sembolü. Zaten PKK, basın duyurusunda bunu ifade etti, "Bu temelde başarıyla yürüttüğü mücadele sonucunda halkımız adına diriliş devrimini gerçekleştirerek bölge halklarının özgürlük umudu ve onurlu yaşam arayışının sembolü haline geldi.” ifadesini kullanmışlardı.
Gelelim açıklamalarda kullanılan ifadelere: Demokratik entegrasyon talepleri
Türkiye’ye yöneltilen mesaj, sadece silah bırakmakla kalınmayacağı, bir tür siyasi ve anayasal reformların beklendiğidir. “Demokratik entegrasyon yasaları” söylemi, bir tür Demokratik Konfederalizmdir. Bu siyasal önerme ideolojik olarak
"Bookchin" Etkisini bize hatırlatır.
Abdullah Öcalan, 1999’da hapse girdikten sonra Murray Bookchin’den ilham alarak PKK’nin ideolojik rotasını değiştirmişti:
Devlet karşıtı, yerel meclisli, öz-yönetimli, kadın özgürlükçü, çevreci bir model öneriyordu.
Yani: Marksist-Leninist ulusçuluktan → postmodern eko-anarşizme geçiş.
Önerdiği şey bu coğrafyada karmaşa demektir. Neden? Bookchin’in teorisi karmaşık Ortadoğu yapılarında kaotik sonuçlar doğurur.
PKK, demokratik konfederalizmi ideolojik bir araç değil, “meşru” görünme taktiği olarak kullanıyor.
Rojava’daki uygulamalar (PYD merkezli kantonlar), çoğulculuktan çok hegemonik yapılar üretmiştir.
Ayrıca, terör liderlerinden, Bese Hozat, PKK’nın en etkili ideolojik ve siyasi figürlerinden biri olarak grupta yer alması, hareketin merkezi kararlılığını göstermek için seçilmiş bir hamle gibi görünmekte
Ancak askeri yapının tamamı için henüz sistematik bir çözüm ve çekilme planı açıklanmış değil.
FARKINDA MIYIZ
PKK, Kawa miti ve Demokratik Konfederalizm gibi figürlerle bir tür “yeni nesil mücadele” kuruyor.
Silah bırakma, sadece bir güvenlik meselesi değil, ideolojik, kültürel ve sembolik bir pazarlık.
Türkiye’nin bu süreci anlaması için:
Sadece askeri değil, hukuki, sosyolojik ve kültürel okumalar yapması,
Kolektif hafızayı, genç kuşakları, sembolleri ve uluslararası algıyı yönetmesi gerekiyor.
Aksi halde, “barış” umutları, sadece yeni bir mücadelenin perdesi olur.
ROMANTİK BİR BARIŞ SEVERLİK Mİ YOKSA AKILCI BİR SİYASET Mİ
Bugün PKK silah mı bırakıyor?
Yoksa Kawa’nın ateşini mi yeniden yakıyor?
Bu sorunun cevabını doğru vermek, sadece bugünün değil, yarının barışı için de belirleyici olacak...
O yüzden her vatandaşımız şunu unutmadan bir değil bin kez düşünmeli, dünkü açıklama ve tören:
PKK için bir teslimiyet değil,
Yeni mücadele sinyali veriyor,
Kawa miti çağrışımlı “yeniden doğuş” imajını destekliyor.
Bu da, önceki analizlerimizde değindiğimiz ritüel-politik sembolleşmeyi doğruluyor.
PEKİ BU SEMBOLLER SADECE PKK ya mı YARIYOR
Bölgede verilen mesaj çok açık, mesaj sadece Türkiye Cumhuriyetine değil, bizzat tüm cografyaya ve dünyaya, buradan barış marış çıkmaz...sadece mevcut iktidarın yeni rejimi ve anayasayı hazırlayıp, kalıcı bir otokrasiye geçişi kolaylaştırır.
Barış yine başka bir bahara....













Yorumlar